Konservatuvarımız
Cumhuriyet aydınlanmasının, imparatorluk döneminden devraldığı iki büyük sanat kurumundan biri Dârülbedâyi (Güzellikler Evi) yani bugünkü Şehir Tiyatroları diğeri ise Dârülelhan (Melodiler/Nağmeler Evi) bugünkü adıyla İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’dır. Bunalımlı 1914 yılında Cemil Topuzlu Paşa’nın girişimleri ile İstanbul Şehremaneti’ne (Belediyesine) bağlı olarak ilk resmi sahne ve müzik sanatları okulu olan Dârülbedâyi’nin kurulması çalışmalarına başlanmış ve büyük tiyatro adamı olan André Antoine İstanbul’a çağrılmıştır. Dârülbedâyi’nin tiyatro, sahne müziği, Türk ve Batı müziği türlerinin tümünü bir arada ele almayı amaçlayan ulusal bir konservatuvar olması düşünülmektedir. Darülbedayi biri Tiyatro diğeri de Müzik olmak üzere iki bölüme, Müzik Bölümü de Doğu ve Batı olmak üzere iki şubeye ayrılmıştır. Kuruluş çalışmaları Şehzade başındaki Letafet Apartmanı’nda başlatılmış ancak okulun resmi açılış töreninin hazırlandığı sırada 1. Dünya savaşı patlak verince Ağustos 1914 tarihinden sonra okuldaki eğitim öğretim belirsiz bir süre için ertelenmek zorunda kalınmıştır. Bununla birlikte okulun öğretmen ve öğrencilerinden bir bölümü Ferah Tiyatrosunda zaman zaman temsiller vermeyi sürdürmüşlerdir. Bir süre sonra Batı Müziği Bölümü’nün çalışmaları sona ermiş Türk Müziği Bölümü ise bazı müzikli temsillere katkıda bulunarak icra çalışmalarına bir süre daha devam etmiştir. Savaş şartlarının güçlüğü ile baş gösteren mali sıkıntılar 14 Mart 1916’da bu bölümün de tamamen kapanmasına yol açmıştır. Dârülbedâyi'nin Müzik Bölümü’nde sürdürülen bu çalışmalar ileriki yıllarda Dârülelhan’ın hazırlayıcısı olmuştur.
André Antoine (1858-1943)
Savaş sürerken Dârülbedâyi’nin kapanmasından sonra yeni bir müzik okulu açılması için çalışmalara başlanmış ve 1 Ocak 1917 tarihli Meclis-i Vükela (Bakanlar Kurulu) kararı ile daha çok Türk Müziği’ne ağırlık verecek dört yıllık bağımsız bir okul olan Dârülelhan kurulmuştur. Dârülelhan adı da anlamca “Konservatuvar” terimini karşılamaktadır ve Melodiler/Nağmeler Evi anlamına gelmektedir. Dârülelhan Osmanlı Döneminde İstanbul’da kurulmuş olan ilk resmi müzik okuludur. Cumhuriyetin kurulmasını takip eden yıllarda 14 Eylül 1925’te İstanbul Valisi Haydar Bey’in ilgisi ile Dârülelhan, Musa Süreyya Bey’in yönetiminde Belediye ‘ye bağlanarak yeniden yapılanmış ve yönetmeliği değiştirilerek Batı Müziği Bölümü eklenmiş ve Batı türü bir konservatuvar olarak örgütlenerek “İstanbul Konservatuvarı” adını almıştır. Alınacak öğrencilerin hazırlık sınıfından sonra bölümlere ve bu bölümlerde yer alan ihtisas (uzmanlık) sınıflarına ayrılmasına karar verilmiştir. Hazırlık sınıfından sonra üç yıl süreli Batı Müziği Bölümü’nde şan, piyano, keman, alto, viyolonsel ve diğer saz sınıfları yer almıştır.1926’da Türk Müziği eğitimi yasaklanmış, yönetim ve öğretim programı tamamıyla değiştirilmiştir.
Letafet Apartmanı
İstanbul Konservatuvarı 1927’den itibaren teorik ve uygulamalı olarak çeşitli derecelerde Batı Müziği eğitimi veren bir kurum olmuştur. Solfej ve musiki nazariyatı, armoni, kontrpuan, füg, kompozisyon, enstrümantasyon-orkestresyon, koro, şan, genel musiki tarihi ve enstrüman dersleri (piyano, arp, yaylı, nefesli ve vurmalı sazlar) başlıca verilen derslerdir. Şehzadebaşı’ndaki ahşap konakta sürdürülen dersler ile birlikte Cemal Reşit (Rey), Muhittin Sadak ve Ekrem Besim’den oluşan üçlü ile başlayan oda müziği konserleri büyük ilgi görmüştür. Dönemin öğretmenleri Atatürk’ün huzurunda çalma şansını elde etmişlerdir. Cemal Reşit (Rey) yönetiminde konservatuvar öğretmen ve öğrencilerinden oluşan orkestranın uzun yıllar ilgi ile izlenen düzenli konserleri, İstanbul halkına çok sesli müzik kültürü aşılayan önemli etkinlikler olmuştur. 1927’de Darülaceze’de oluşturulan ve 1930-1931’den itibaren Belediye Meclisi kararı ile “Nefesli Sazlar Bölümü” olarak konservatuvara bağlanan yatılı bölüm 60 kişilik bir öğrenci kadrosundan oluşmaktadır. Bu bölüm yoğun bir çalışma temposu göstermiş ve zamanla Şehir Bandosu da buradan yetişmeye başlamıştır. İstanbul Konservatuvarı’nda 1930 yılından itibaren çok önemli sanatçılar yetişmiş, yetişen bu sanatçılar aynı zamanda İstanbul Şehir Orkestrası ve Devlet Senfoni Orkestrasının çekirdek kadrolarını oluşturmuşlardır. 5 Şubat 1944 tarihli bir yönetmelik ile İstanbul Konservatuvarı “İstanbul Belediye Konservatuvarı” adını almıştır. Bu süre zarfında Muhittin Sadak’ın kurduğu ve 28 yıllık bir çalışmanın ürünü olan Şehir Koro’su Şehir Tiyatrosu’nda a capella ve orkestra eşlikli düzenli konserler vermiştir. 1950’lerin başlarında tiyatro bölümü açılarak müfredata ahenk jimnastikleri, sahne dersleri konmuş, Azade Selim Hanım ve Muhsin Ertuğrul öğretmen olarak getirilmiştir. İlerleyen yıllarda kuruma bale bölümü de eklenmiştir. Şehir Bandosu, 1955’ten itibaren konservatuvara bağlı kadrolu sanat kuruluşları arasında “Şehir Armoni Orkestrası” adıyla yer almıştır.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kadıköy Yerleşkesi
Kurum 1986 yılında İstanbul Üniversitesi’ne bağlanarak “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” adını almıştır. Yabancı uyruklu Öğretim Elemanları ve Sanatçılarını ülkemize davet ederek öğrencilerin eğitim tekniğinin ve seviyelerinin yükselmesini sağlamıştır. Nefesli Sazlar Topluluğu, Türk Müziği İcra Heyeti ve Halk Müziği Topluluğu kurumun bünyesinde çalışmalarını devam ettirmektedir. 2003-2004 Eğitim-Öğretim yılında Müzik ve Bale İlköğretim Okulu kurulmuş ve sanatçı adaylarının küçük yaşlardan itibaren mesleki eğitim alabilmelerine olanak sağlanmıştır. Başta “Türk Beşleri”nin istisnasız tümü olmak üzere her kuşaktan pek çok müzisyenin öğretmen ya da öğrenci olarak bulunduğu Konservatuvarımızın yetiştirdiği önemli sanatçılar arsında Necil Kazım Akses, İlhan Usmanbaş, Leyla Gencer, Güher-Süher Pekinel ve Ayşegül Sarıca ilk akla gelenlerdendir. Böylesi köklü bir geçmişe sahip olan Konservatuvarımız sanatın ve sanatçının bir ulusun kalkınmasında çok önemli bir yer tuttuğunun bilincinde olarak bugün Türkiye’nin tüm sanat kuruluşlarına değerli sanatçılar yetiştirmekte, yurt içi ve yurt dışında yaptığı etkinliklerle adından söz ettirmektedir.
Sevgili Öğrencilerimiz,
Sanat, insan ruhunun derinliklerine dokunan, kültürler ve zamanlar arasında köprü kuran evrensel bir dildir. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı olarak sizlere bu dili bilimsel disiplin ve sanatsal yaratıcılıkla harmanlayarak aktarmak, en önemli sorumluluklarımızdandır.
Konservatuvarımız, köklü geleneği, güçlü akademik kadrosu ve disiplinlerarası yaklaşımıyla, sizlere yalnızca nitelikli bir eğitim değil; aynı zamanda sanatsal üretim için verimli bir zemin sunmaktadır. İstanbul’un kültür ve sanatla iç içe geçmiş dokusu da bu yolculuğunuzu zenginleştiren bir unsur olarak sizlere eşlik etmektedir.
Hedefimiz, sizleri yalnızca teknik anlamda donanımlı bireyler olarak değil, aynı zamanda özgür düşünen, sorgulayan, araştıran ve sanatı toplumsal faydaya dönüştürebilen bireyler olarak yetiştirmektir. Bu bağlamda, gösterdiğiniz her çaba ve ortaya koyduğunuz her üretim, Konservatuvarımızın ortak değerlerini ve geleceğini şekillendirmektedir.
Unutmayınız ki yetenek bir başlangıçtır; ancak disiplin, emek ve tutkuyla birleştiğinde sanatın en değerli meyvelerini verir. Sizlerin başarıları, yalnızca bireysel yolculuğunuza değil, aynı zamanda ülkemizin sanat hayatına da katkı sunmaktadır.
Sanat dolu bu yolculukta her adımınızda yanınızda olduğumuzu bilmenizi ister, başarılarınızın devamını dilerim.
Prof. Tufan KARABULUT
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürü
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Organizasyon Şeması
Misyonumuz
İ.Ü. Devlet Konservatuvarı’nın misyonu, sanat yoluyla dünyayı yorumlayarak, ulusal çizgiden hareketle evrensel çizgiyi yakalayan ve toplumsal beğeniyi yükseltmeyi hedefleyen sanatçılar yetiştirmektir.
Vizyonumuz
İ.Ü.Devlet Konservatuvarının vizyonu , uluslararası düzeyde sanatçılar yetiştiren, tüm dünyada tanınan ,saygın ve güvenilir bir konservatuar olmaktır.
Konservatoryum (İstanbul Üniversitesi Yayınları)
Konservatoryum/Conservatorium, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın açık erişimli, hakemli, yılda iki kere Haziran ve Aralık aylarında yayınlanan bilimsel dergisidir. Dergiye yayınlanması için gönderilen bilimsel makaleler Türkçe ya da İngilizce olmalıdır.
Dergi, ulusal ve uluslararası camiaları hedeflemekte, yayın kurulunda hem ulusal hem de uluslararası üyeler bulunmakta ve uluslararası yazar katkılarını artırmayı amaçlamaktadır.
Konservatoryum/Conservatorium, müzik, müzikoloji ve sahne sanatları alanlarında sanat pratiğini destekleyici bir teorik altyapının oluşmasına katkıda bulunmayı ve ülkemizin uluslararası iş birlikteliklerinde daha fazla pay almasını sağlamayı amaçlar. Derginin ana odağını müzik, müzikoloji ve sahne sanatları alanları oluşturur. Bu ana alanlarla ilişkili olan estetik, psikoloji, biyomekanik, fizyoloji, nörobilim, elektroakustik, organoloji gibi alanlardan da makalelere açıktır.
Derginin hedef kitlesini akademisyenler, araştırmacılar, profesyoneller, öğrenciler ve ilgili mesleki, akademik kurum ve kuruluşlar oluşturur.
Dergiye gönderilen ya da yayın için kabul edilen makaleler için işlemleme ücreti ya da gönderim ücreti alınmaz. Derginin tüm giderleri İstanbul Üniversitesi tarafından karşılanmaktadır.
2024 itibariyle basılı versiyon durdurulmuştur. Dergi sadece online olarak yayınlanmaktadır. Dergi hakkında daha fazla bilgiye İstanbul Üniversitesi Yayınları veya DergiPark üzerinden erişilebilir.
100 Yılın Ötesinde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Dâr'ül-Elhân mirasını sürdüren Konservatuvarımız, yüz yılı aşan yolculuğunda, ülkemizin gelişimi paralelinde çeşitli aşamalardan geçmiş, bağlı olduğu kurumlar değişmiş, sorunlar çözülmüş, çok değerli sanatçılar ve eğitimcileri bünyesinde barındırmış, hem klasik müzik ve sahne sanatları, hem de geleneksel müzik ve halk müziği alanlarında her açıdan öncülük etmiştir.
Konservatuvarımızın yöneticileri ve müdürlerine baktığımızda, yine bu çeşitlilik, çok renkli ve çok sesli olma özelliği ilgi çekicidir. Genellikle sanatçı, sanatın farklı alanlarından gelen müdürler görevlerini icrâ etmişlerdir. Yüzüncü yıl olarak kabul edilen 2017 yılına yaklaşıldıkça kurum tüm kadrosuyla adına yakışan bir kutlama programı üzerinde çalışmış, düzenlenen beste yarışması sonucunda repertuvara değerli eserler kazandırılmış, üniversitemiz, değerli rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Ak, dönemin kurum müdürü Prof. Aygül Günaltay, "Sedât Gürel Güzin Gürel Bilim ve Sanat Vakfı" ve değerli jüri üyelerinin de katkılarıyla görkemli bir kutlama yapılmıştır.
Ayrıca o güne kadar gerçekleşememiş olan bir anı-belge kitabı fikri oluşmuş ve bu kitap ortaya çıkmıştır. Elinizdeki bu kitap, değerli hocamız Prof. Dr. Seyit Yöre'nin editörlüğünde yüzüncü yıldan geleceğe çok değerli bir miras oluşturmaktadır.
Görevimin daha ilk yılında Konservatuvarımızın yer değiştirme zorunluluğu ile karşılaştık. Uzun süren arayışlar sonunda, üniversite yönetimi, çok değerli çalışma arkadaşlarım ve tüm konservatuvar ailesiyle sorun çözüldü. 2021-2022 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi artık yepyeni binâmızda, sağlıklı ve güvenli bir yapıda eğitime devâm edilecek. 38 yıldır bize yuva olan Kadıköy Rıhtım'daki Hâl Binâsı ile vedalaştığımız ve yeni bir sayfa açacağımız Maltepe Yerleşkemize doğru yol aldığımız bu çok hareketli günlerde amacımız değerli mirasımızı korumak ve yeni nesillere aktarmak.